TBMM Genel Kurulu’nda, DEM Parti Grubu’nun Meclis Başkanlığına sunduğu, ‘Kürtçe Ana Dilin Korunması İçin Atılacak Adımların Belirlenmesi’ başlıklı araştırma önergesi tartışıldı. DEM Parti Grup Başkanvekili Ayşegül Doğan, önergenin gerekçesini açıklamak için söz aldı, “Önce Türkçesini ifade ettim, sonra Kürtçeye geçtim. İzin ve müsaade alarak değil, bildirimde bulunarak. Bu da farklı ana dil hakkına duyduğumuz saygının gereği yaptığım bir şey. Aynı saygıyı biz de bekliyoruz, kendi ana dilimiz için bekliyoruz. O yüzden tüm siyasi parti gruplarını, başta Kürtçenin bir yasal güvenceye ve statüye kavuşması için, üzerindeki yasakların kaldırılması için, bu retçi ve inkarcı politikaların son bulması için bizim önergemize desteğe davet ediyorum. Sayın milletvekilleri, dillerden korkmayın, savaşlardan korkun. Dillerden niye korkuyorsunuz? Diller bölmez, bütünleştirir. Ayrıştırmaz, aradaki mesafeleri kapatır” diye konuştu.
Doğan’ın konuşmasının üzerine söz alan AKP Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, “Mecliste Türkçe konuşulması icap eder, herkesin buna saygılı olmasını rica ediyorum” ifadelerini kullandı. MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç da “Konuşmaların Genel Kurulda Türkçe yapılması gerekmektedir. Aksi durumda İç Tüzük’ün 66’ncı maddesi uyarınca mikrofonun kapatılması gerekmektedir” dedi.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder başkanlığında toplandı. Siyasi parti gruplarının, Meclis Başkanlığına sunduğu önergeler bölümünde, DEM Parti’nin ‘Kürtçe Ana Dilin Korunması için Atılacak Adımların Belirlenmesi’ başlıklı önergesinin görüşüldüğü sırada DEM Parti, İYİ Parti ve MHP’li vekiller arasında tartışma yaşandı.
AKP’li Yenişehirlioğlu: Kürtçe konusunda AKP’nin yaptığı çalışmalar ve faydalar biliniyor
Doğan’ın konuşmasının üzerine söz alan AKP Grup Başkanvekili Yenişehirlioğlu, hiç kimsenin dili ve diniyle sorunları olmadığını belirterek, “Kürtçe konusunda AKP’nin yaptığı çalışmalar ve faydalar zaten biliniyor. Ama Anayasa’nın 3’üncü maddesi gereği ortak dilimiz Türkçedir. Mecliste Türkçe konuşulması icap eder, herkesin buna saygılı olmasını rica ediyorum” dedi.
MHP’li KIlıç: Kürtçe konuşulduğunda mikrofon kapatılmalı
Milletvekilleri arasında karşılıklı atışmaların sürdüğü esnada söz alan MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç ise Anayasa’nın 3’üncü maddesine atıfta bulunarak, “Konuşmaların Genel Kurulda Türkçe yapılması gerekmektedir. Aksi durumda İç Tüzük’ün 66’ncı maddesi uyarınca mikrofonun kapatılması gerekmektedir. Genel Kurulda konuşma yapan hatiplerin bu hususa riayet etmesini özellikle istirham ediyoruz. Sayın Başkan, mikrofonu sizin kapatmanız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Türkiye’de herkes istediği dili konuşur, buna hiçbir mani yoktur lakin ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında Türkçeden başka bir dil konuşulmaz’ diye açık bir hüküm vardır” ifadelerini kullandı.
DEM Partili Temelli: Bir iki cümle Kürtçe kullanmak ne Anayasa 3’e aykırıdır ne Anayasa’ya
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de Kılıç’ın sözlerine cevaben, “Burası bir devlet kurumu, bizler de devlet memuru değiliz. Biz temsil ettiğimiz halkın diliyle burada hitap edebiliriz. Ama biz şunu biliyoruz, Meclisin çalışma dili Türkçedir. Biz de çalışmalarımızı Türkçe yapıyoruz ama temsiliyet ve halkımızı selamlamak, bir iki cümle Kürtçe kullanmak burada ne Anayasa 3’e aykırıdır ne Anayasa’ya aykırıdır ne de söylenen herhangi bir yasaya aykırıdır. AKP Grup Başkanvekili de Kürtçe konusundaki hassasiyetlerini belirtti. Fakat çok önemli bir konuyu atlıyorlar, geçen haftaki grup başkanvekilleri temsiliyetten bahsetti, dedi ki, ‘Biz de Kürt halkını temsil ediyoruz, bizde de Kürt milletvekilleri var. Gerçi MHP onlara, ‘Kürt kökenli’ diyor, hala o hakarete cevap vermiş değilsiniz” diye konuştu.
İYİ Partili Çömez: Öğrenilmesini teşvik ediyoruz ama eğitimin ana dilde mümkün olmadığını dünya gösterdi
Tartışmalar üzerine söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise ana dili öğrenmenin insani bir hak olduğunu ancak ana dilde eğitimin aykırı olduğunu belirterek, “O sebeple ısrarla bu talepleri tekrar ederek gündeme getirmenizi de çok da doğru ve yerinde bulmuyorum. Ancak altını çizerek söylüyorum, kimliğiyle ve diliyle insanların gurur duyması lazım. Çünkü ana dil demek, bir insanın annesinden duyduğu dildir ve annesinden öğrendiği dildir ve bir haktır. Ama siz bunu eğitim dili olarak ortaya koymaya çalışır ve bunu bir hak olarak iddia ederseniz bunun ardından başka şeyler gelir. Öğrenilmesini kesinlikle teşvik ediyoruz. Bu bir haktır arkasında duruyoruz ama siz derseniz ki ‘Okullarda eğitim olsun’ bunun mümkün olmadığını dünya göstermiştir” diye konuştu.
Çömez’in açıklamaları sürerken DEM Parti sıralarından tepkiler yükseldi. DEM Parti Şırnak Milletvekili Doğan, “Turhan Bey, nasıl öğreneceğiz, kuşaktan kuşağa nasıl aktaracağız? Okuyamıyoruz, yazamıyoruz. Ben ana dilimde okuma ve yazmayı Paris’te öğrendim. Bu utanç kimin utancı, benim mi?” dedi.
“Paris’te Kürtçe kurs yok, provoke ederek hak arayamazsınız”
Çömez ve Doğan arasında karşılıklı tartışma sürerken Çömez, Paris’te Kürtçe kurs olmadığını ifade ederek, “Siz annenizden öğrendiniz belli ki Paris’i bırakın, Paris umurumda değil. Bakın, zaten okullarda eğitim için imkanlar tanınıyor, kurslar da var. Dolayısıyla, bunlara bir itirazımız yok. Ama siz Paris’te ana dil olarak, eğitim dili olarak Kürtçe bir okul açıldığını bana söyleyebilir misiniz? Söyleyemezsiniz, yok çünkü. Hayır, efendim, yok. Doğru söylemiyorsunuz. Şu yazdığınız, şu ortaya koyduğunuz pankartlardan bir tek kelime anlamıyorum ben. Niye gözümüzün içine sokuyorsunuz? Bir tek kelime anlamıyorum. Provoke ederek hak arayamazsınız. İletişim kurmaya çalışırsanız netice alırsınız” diye konuştu.
Dünyanın birçok ülkesinde ana dilinde çok dilli bir eğitimin olduğunu savunan Temelli, “Bizim ülkemiz bu anlamıyla ana dilinde çok dilli eğitimle aslında bugün birçok sorunu aşabilecek durumdayken bu inkarcı yaklaşım, bu yok sayan anlayışla biz hala ‘Annenizden öğrenin’, ‘Mahallenizden öğrenin’ gibi aslında çok yanlış bir yaklaşımı tartışmak zorunda kalıyoruz. Eğer bir ülkede ana dilinde çok dilli eğitim mümkünse ve hayata geçebilirse aslında birçok toplumsal sorunun çözümü de mümkün olabilecektir. Ama bu ülkede Kürtçeye, Kürt halkına yaklaşımda bu üstenci yaklaşım şunu bize gösteriyor: Ya, bu ülkenin sahibi biziz. Siz, size verilenle yetinin. Hayır” diye konuştu.
“Paris’te Kürtçe öğrenirken saygısızlığı da öğrenmiş”
Çömez, ‘Bu ülkenin sahibi biziz’ şeklinde bir cümle kullanmadığını işaret ederek, “Bu ülkenin sahibi asil Türk milletidir ve bu ülkede kendini bu topraklara ait hisseden, bu bayrağın altında yaşamaktan onur duyan herkes saygın bir Türk vatandaşıdır, bakışımız budur. Öte yandan, konuşmama izin verin lütfen. Önce saygı duymayı öğrenin, Paris’te böyle mi öğrettiler size? Belli ki Paris’te Kürtçe öğrenirken bu saygısızlığı da öğrenmiş kendisi. Çok teşekkür ederim. Kendisi bir dayatmadan söz etti. Biz dayatmalara şiddetle karşıyız. Konuşmamda açıkça ifade ettim; bir insanın annesinden öğrendiği dil ana dilidir ve anasının ak sütü gibi helaldir” ifadelerini kullandı. Çömez’in konuşması esnasında İYİ Parti ve DEM Partili milletvekilleri arasında karşılıklı laf atıldı.
MHP’li Kılıç: Mardin’de de Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü var
MHP Grup Başkanvekili Kılıç, Doğan’ın, ‘Biz nereden öğreneceğiz Kürtçeyi?’ sözlerine cevaben şu ifadeleri kullandı:
“Muş Alparslan Üniversitesinde Kürtçe Edebiyatı bölümü var. Mardin’de de aynı zamanda Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü vardır. Anne babası dışında, Mardin’de de Kürt Dili ve Edebiyatı mevcut, hatta bendenizin rektörlüğü döneminde bizlerin oyuyla YÖK’te açılmış olan bir bölümdür. Burada mevcut olan hocaların da bir kısmını şahsen de tanıyorum, şu anda önümde ayrı ayrı Kürtçenin hangi derslerinin okutulduğu da mevcut. Eğer kendileri bilmiyorsa, kendilerine bu konuda bilgi verebilirim.” (DHA)